Divriği'de Kültür
Divriği'de Kültür ve Yaşam
Divriği'nin gelenekleri sosyal yaşamın içinde bazı bozulmalara uğrasa da, halkın büyük kısmı geleneklerine bağlıdır. Yeni yaşam tarzları ile katı-tutucu olmayan geleneklerini uyum içinde sürdürmeyi başarmışlardır.
Geleneksel kıyafet, takı ve ziynet eşyalarının kullanımı önemli düğünlerde kalmıştır ve bu kıyafetlere sahip aile sayısıda oldukça azalmıştır.
Geleneksel Erkek Kıyafetleri
Divriği'de kullanılan eski erkek kıyafetleri; Cepken, Atlasentari, Çuhaşalvar, Markup-Yemeni, Şal, Puşulu Fes, Göynek, İşlik, Kuşak gibidir.
Geleneksel Kadın Kıyafetleri
Divriği'de kullanılan eski kadın kıyafetleri; Salta, Üçetek, Acem Kişmir, Lahur Şal, Bağdat çarşafı, Sarıçizme, Kakmalı, Dövmeli, Bindallı, Dövmeli çadır, Fermana, Yağlık, Dolah, göynek gibidir.
Eski Erkek ve Kadın Takı ve Aksesuarları
Tepelik, Gaplak, Eğribaş, Yozgatbaşı, Yantepe, Zevkat tepesi, Zogat başı, Yüzinci, Sıra, Balik, Altunlu hindi, Hırtlatma, Şerit, Hırtlak, Hameyli, Yant övüt, Kösteksaat, Cebe, Sutare, Bozovdiş Küpe, Sallama kemer, Gramusa, Top, İnci, Hasırbilezik, Beşibirlik, Kaşlar, Ortağa, Altunlu Tarak, Süslü takunya gibidir.
Folklörel Halkoyunları ve Çalgılar
Halk oyunları: Haliloğlan, Karaerük, Mormenekşe, İzzet, Dumbucanın bayırı, Analar-Sunalar, Üçayak.
Müzik aletleri: Def, Ud, Ney, Keman, Saz, Bağlama, Kaval, Zurna, Davul.
Kız İsteme
Divriği de kız isteme Anadolunun her yerinde olduğu gibi oğlanın anne, baba veya yakın arabalarının kız evine görücü gitesiyle başlar. Erkek tarafı kız güzel mi, ahlakli mi, eve bağlı mı, büyüklere saygılı mı gibi bazı meziyetlerini çözmeye çalışırlar. Kız evi de; oğlanın içkisi,kumarı var mı, ehli namus ve iffetli mi, kazancı, mesleği, işi iyi mi, evcivan mı, hayın ve hırsız mı şeklinde tahkikat yaparlar. Bu araştırmaların cevabı: Başından yukarı ses çıkmaz, abdestli namazlı, karısı, kumarı, rakısı yok, kimsenin tavuğuna kışt dememiştir şeklinde alınırsa, (Allahın emri, peygamberin kavli ile oğlumuz.....'ye kızımız .....'e dünür geldik) denilerek "kız" istenir.
Nişan
Nişan günü sabah 9 da erkekler kız evine gelirler. Burada kız evindekiler gelenlere kolonya, lokum, kahve, çay ve pasta ikram ederler. Sonra şerbetler içilir ve misafiler buradan ayrılır. Oğlanın yakın akrabaları gelerek kızı giydirir ve nişana hazırlayarak davetlilerin yanına götürürler. Oğlan ve kız yanyana oturtulur. Oğlanın yakın akrabalarından biri kurdela ile bağlı yüzükleri takar ve bi konuşma yaptıktan sonra kurdelayı keser. Çiftin başlarından pullar dökülür.Ancak bütün nişanlarda kız ve oğlan yan yana olmaz. Erkeğin yüzüğü erkekler arasında, kızın yüzüğü kadınlar arasında takılır.
Nişan merasiminden sonra kız evi, oğlan evine tatlılık adı verilen, içinde çay şekeri, onun üzerine çeşitli çikolata ve şekerler konularak bir sürahi şerbetle birlikte, okuyucu adı verilen genelde yaşlı bir bayan eşliğinde bir tepsi gönderirler. Dörtbeş gün sonra bu tepsi üzerine bir kutu şeker daha ilave edilerek gönderilir.
Nişan olarak oniki altin bilezik, bir altin kelep inci, bir kol saati, bir miktar para, nişan elbisesi, iç çamaşırı, sabahlık, gecelik, ayakkabı, terlik, kolonya, evdeki anne, baba ve kardeşlere elbise takımı gelir. Nişan takıldıktan 15 gün sonra da nişan hamamına gidilir.
Daha sonra sağlik raporlari alınır. Resmi Nikah, peşinden de imam nikahı kıyıldıktan sonra düğün günü belirlenir. Düğünden 1 hafta önce boy adı verilen, gelinin en kıymetli elbisesi oğlan evine gönderilerek duvara asılır. Düğün günleri genelde perşembe ya da pazara denk getirilir.
Kına gecesi
Düğünden dört beş gün önce okuyucu "fatan hatunun selamı var, cuma günü kına hamamına, cumartesi günü tohuma, pazar günü de düğüne buyurun diyerek yakın akraba ve dostları düğüne çağırır. Kına hamamını, kızın yakın hısımlarıdan biri yapar. Burada davetliler bir arada yıkanır. Davetlilere şeker ikram edilir ve her kadına bir kalıp sabun verilir. Geline ve isteyen kadınlara kına sürülür.
Düğünden bir gün önce yani, cumartesi günü oğlan evi tarafindan tohum gönderilir. Tohumda beyaz gelinlik, ayakkabı, çanta, tuvalet takımı, iç çamasırı, üç deste mum, bir paket kına, düğün pilavına bereket getirmesi için üçer okka üzüm ve pirinç bulunur. Ayrıca kızın erkek kardeşine bir takım elbise veya tabanca kardeşyolu adıyla gönderilir.
Kına akşamı olunca oğlan evi çesitli çalgılarla kına baskınına gelirler. Kiz evi çalgılarını bırakarak görevi erkek evine bırakır. Bunu takiben yaklasik 4 metre uzunluğunda bir kumaştan yapılan ve baş kısmı çiçeklerle süslü bir duvak takan gelin bahçeye çıkar. Başına dut ağacı veya baska bir ağaç sallanır. Bu esnada gelin türküsü söylenir.
Kız sana gerek bir ana
Ağlasın yana yana
Iki gözüm canım ana
Bugün ayrılık günleri
Kız sana gerek bir kardeş
Ağlasin yavaş yavaş
Iki gözüm canım kardeş
Bugün ayrılık günleri
Gelin içeri girdikten sonra halay çekilir. Oğlan evinden gelenler gelin kınasını sürdükten sonra evlerine dağılır.
Düğün Merasimi
Kız giydirilerek davetlilerin yanına çıkarılır ve oturtulur. Armoni, def, saz, şişe çalınır ve oyunlar başlar. Tahta kaşıklar eşliğinde çeşitli figürler sergiler ve oyunlar oynarlar. Oyunları takiben saat 10 civarında yemekler yenilmeye başlanır. Yemekler bol etli pirinç pilavı olan meşhur Divriği Düğün Pilavı ve üzüm hoşafından ibarettir. Misafirler büyük sinilerin etrafında toplanırlar ve büyük bir tepsi içinde getirilen pirinç pilavını hep birlikte yerler. Yemeği takiben gelinin çeyizi getirilir. Her aile gücü nisbetinde kızına yirmibeş kırk takım elbiselik verirler. Damadın annesine, babasına, kardeşlerine ve akrabalarına da elbiselik kumaş adına kat denilen kumaştan konulur. Ayrıca kıza iki kat yatak, oda takımı, yatak takımı limonata ve çay takımları verilir.
Saat 14.00 civari oğlan evinden dünürcü denen kadınlar ve erkekler kız evine gelirler. Dünürcülere lokum ve şeker ikram edilir. Damadın yaşlı akrabalarından biri arabada gelinin önüne, iki genç gelin ise sağına ve soluna oturtulur. Gelinin üzerinde ise işlemelerle işlenmiş bağdat çarşafı denen bir çarşaf vardir. Gelin arabaya binerken üzerinden para serpilir ve bu para daha sonra çocuklar tarafından sevinç içinde toplanır. .
Eski tarihlerde, geline gideceği gün kolları geniş kesimli kaftan adı verilen bir giysi giydirilirdi. Ayrıca beline büyük göbekli bir gümüş kemer bağlanırdı. Başına da al kadifeden yapılmış kalpak ya da otağa denen gümüş parmaklı taç konur. Ayağına sim işlemeli terlik ve kendine de ipek işinden yapılmış gelinlik giydilirilirdi ve tahtıravana bindirilerek götürülürdü. Tahtıravan yürüyen taht demektir ve üzeri kırmızı bir bezle örtülü dört köşeli bir arabadır. Bu arabayı önden ve arkadan birer at çekerdi. Tekerlekleri yoktu.
Şimdiki otomobil ile yapılan gelin arabalarının önüne ince halı örtülür. önüne küçük arabalar bağlanarak, kurdele ve çiçeklerle süslenir.
Gelin damat evine gidince damadın akrabalari tarafında başından aşaği para saçılır. Damat onu kapıda karşılar, birlikte odalarına giderlerdi. Burada bir kahve içimi kadar kalınır ve damat ile gelin burada birbileri ile tanışırlardı. Daha sonra gelin davetlilerin huzuruna çıkarılır ve çeyiz gösterilirdi.